• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/kucuksudernegi.org/?ref=bookmarks
Site Haritası
Takvim
NAMAZ VAKİTLERİ
REKLAM

ALIŞ VERİŞ


DÜNYASI

HER EVİN

İHTİYACI




   




YOUTUBE KANALIMIZ

KÜÇÜKSU CAMİİ TARİHİ

Küçüksu Camii Tarihi 

Detaylar

Göksu Mihrişah Valide Sultan Camii olarakta bilinir. 214 m2 taban alanlı, kargir duvarlı, sıvalı ve ahşap kırma çatılı Boğaziçi'nin tipik mütevazi mescidlerinden biridir. Mihrişah Sultan tarafından Bostancı Ocağı'na mescid olarak yaptırılmıştır.

1950'li yıllarda yıkılan bu camiden geriye kitabesinden başka hiçbir şey kalmamıştır.Yıkılan bu camiinin kitabesinin Değirmen Mescidi olarakta bilinen Göksu Peksimetçi Salih Ağa Camii'nin yan duvarında olduğu anlaşılmıştır.

M. Sinan Genim'in Konstantiniyye'den İstanbul'a adlı kitabında bu konu şöyle açıklanır ;

"Bazı kaynaklar günümüz Göksu Camii'nin yan cephesine monte edilen H. 1251/1835-36 tarihli kitabeyi esas alarak Değirmen Mescidi'nin Sultan II. Mahmud döneminde yenilendiğini ileri sürerlerse de gerçekte bu kitabe bir dönem Küçüksu Kasrı'nın arkasında bulunan Bostancı Ocağı'nın yanındaki mescidin kitabesidir. 1950'li yıllarda yıkılan bu mescidin kitabesi Göksu Camii'ne taşındığı için, tıpkı Anadoluhisarı Camii'nde olduğu gibi yanlış bir kanaat oluşmuştur."

 

 1903 yılında çekilmiş bu fotoğrafta yıkılıp yok edilen 2 tarihi eser (Küçüksu Camii ve Bostancı Ocağı) yanyana görünüyor.


"1750’lerde yapılan Mihrişah Sultan Camii’nin Osmanlı padişahlarından II. Mahmut’un fermanı ile 1835’te restore edildiği biliniyor.

1930’larda ise caminin hemen yanında bulunan Küçüksu Kasrı devlet büyüklerine tahsis edilince cami cemaati azalmış ve bu süreçte caminin minaresi anlaşılamayan bir sebeple yıkılmış. Bu gelişmelerin ardından bir süre Küçüksu İdman Yurdu olarak kullanılan cami daha sonra da Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) tarafından lokal olarak kullanılmaya başlandı. 1950’de çok partili döneme geçişten sonra caminin durumu kamuoyunun tepkisine yol açtı. Anadoluhisarı halkı, caminin tekrar ibadete açılması için Vakıflar Başmüdürlüğü’ne dilekçe verdi, ancak değişen bir şey olmadı. 1956’ya gelindiğinde ise Celal Bayar’ın Küçüksu Kasrı’nda oturduğu sırada, tartışmalara son vermek için cami tamamen yıktırıldı. "

Kaynak : Tarihçi Prof. Dr. Semavi Eyice’nin araştırmaları

 


1934 Ocak ayında çekilen bu fotoğrafta cami minaresinin yerinde olduğu görülüyor.
(Fotoğraf : Selçuk YILMAZER arşivi.)

Caminin kitabesinde şunlar yazılıdır :

"Mukteda-yi din-ü devlet mübtena-yı saltanat 
Padişah-ı mülk-ü millet rükn-ü din-i Ahmedi

Ol emirü'l-müminin niyyet-i hayriyyesi 
Bendeganı sevkdir savb-ı savaba maksadı

Zikr-i Hakk'a var din-i Göksu'da teşvik içün 
Lütfedip bu camii tecdide ferman eyledi

Hak müeyyed eyleyip tevfikini etsin refik 
Emr-ı nusret tevem-i tedbiri olsun sermedi

Söyledim itmamına tarih-i tahsini tamam 
Han Mahmudü'l-fial ihya kıldı mabedi"


 
 
1930'lar öncesi denizden Küçüksu Camii. (Fotoğraf : İBB Tarihi Çevre Koruma Müdürlüğü arşivi)

"Sultan II. Mustafa'nın zevcesi Mihrişah Sultan tarafından 1807'de Küçüksu Kasrı'nın karşısın yaptırılmıştır. Duvarları kagir ve çatısı ahşap olan bu mabed 1938 yılından 1948 yılına kadar Anadoluhisarı İdman Yurdu Spor Kulübü, Anadoluhisarı Karakolu, Nahiye Müdürlüğü ve Cumhuriyet Halk Partisi tarafından kullanıldı." 
Ali Bilir / Çeşmi Bülbüle Gizlenmiş Ab-ı Hayat Beykoz. 
 




 Kaynak : İBB Tarihi Çevre Koruma Müdürlüğü arşivi

Ferda Kazancıbaşı'nın hazırladığı "Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Küçüksu Mesire Yeri Belgeseli." isimli kitapta Küçüksu Camii ile ilgili oldukça detaylı bir anlatım mevcuttur :

"Küçüksu Kasrı'nın karşısında asfalt yolun bostana bakan tarafında ve yaklaşık otuz metre mesafede cami binası bulunmakta idi. Araştırmada zaman yetersizliği nedeniyle cami'nin geçmişinin hangi yıllara dayandığı ve hangi ihtiyaç ile yapıldığına dair şimdiki aşamada somut herhangi bir belge sunmak mümkün olmadı. Bu noksanlığı tamamlayacak mutlak bir araştırmacı çıkacaktır. Şimdiki şartlarda eldeki mevcut verilerlerle yetinilmektedir. Söylentilere göre; cami binası Saray görevlilerinin ibadet ihtiyacı için yapılmıştır.

Miladi takvime göre 1904 doğumlu Emine Rahşende Kazancıbaşı'nın 15 Ağustos 1970 tarihli huzurda zapta geçen imzalı beyanları arasında bu konuya ilişkin bölümü aynen aktarıyorum;

" Anadoluhisarı'na gelin geldiğim ilk yıllar (1930) idi. Birkaç öğretmen arkadaşımız ile sahilde yürüyüş yapıyorduk. Kandilli istikametinden Hisar istikametine doğru arkamız Küçüksu Deresine gelecek şekilde Küçüksu kasrı'na on beş yirmi adım mesafede iken birden Hisar istikametinden doğru bir kalabalığın bizim tarafa doğru yaklaşmakta olduğunu gördüm. Kalabalığın tam ortasında ise ATATÜRK bulunuyordu. Hemen olduğumuz yerde durduk. ATATÜRK bize doğru yaklaşıp ve bana hitaben sarayın tam karşısında bulunan bina hakkında (Bu bina nedir ?) diye bilgi sordu. Bir an göz göze geldiğimizde ATATÜRK'ün gözlerinden sanki şimşekler çakıyordu. Biran bakamadım. Gözlerimi yere indirdim. Nutkum tutuldu ve cevap veremedim. Sustum kaldım. Çok heyecanlanmıştım. Halimi anlamış olacak ki ısrar etmedi ve aynı soruyu başkalarına sordu. Semtin eski mensupları ise; (Binanın cami olduğunu, minaresinin ise önceleri yıkılmış olduğunu) bildirdiler. ATATÜRK daha sonra Küçüksu kasrından içeri girdi. Bu hatırayı hiç unutmam."

Kaynak : 1904 doğumlu Emine Rahşende Kazancıbaşı'nın Canlı kaynak sıfatı ile Tanıklar huzurda imza karşılığında 15 Ağustos 1970 tarihli yazılı beyanları

Cami minaresinin ne zaman ve ne sebeple yıkılmış olunduğuna dair somut belgelere dayanan her hangi bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, istiklal savaşını yaşamış yaşlı kişilerin kaynak teşkil ettiği söylentilere göre; Mondros mütarekesini takip eden işgal yılları esnasında İngilizler ve Rumlar tarafından yıkılmış olduğu zannedilmektedir.

Minaresi olmayan cami binası 1938/1939 yıllarından itibaren 1947/1948 Anadoluhisan İdman Yurdu Spor Kulübü'nün idare Merkezi olarak işlev gördü.

O dönemler bazı zorunlu şartlar nedeniyle, Anadoluhisarı Karakolunun, Nahiye Müdürlüğünün ve Cumhuriyet Halk Partisinin de ortak kullanım mekanı haline geldi. Giriş bölümündeki geniş alanın ortasına siyah renkli kumaştan perde çekilmişti. Perdenin bir tarafından kulüp sporcu gençlerinin pingpong oynamalarından çıkan raket sesleri ile perdenin diğer tarafındaki karakolun daktilosundan çıkan tuş seslerinin birbirine karıştığı uyumlu günler yaşandı.

Cami binası aynı zamanda sünnet düğünleri gibi hayır ihtiyaçlarına da cevap vermekte idi. Anadoluhisarı Nahiye Müdürlüğüne hitaben Sünnet düğünü icrası için izin dilekçesi ile yapılan başvuruya, Anadoluhisarı Emniyet Baş Komiserliği tarafından (30.06.1945) tarihli müsaadeye ilişkin yazıları o günleri anımsatan bir belge olmaktadır.

Bina bazı zamanlar bilimsel ve eğitsel konferanslara da zemin teşkil etti.Türkiye'ye modem jimnastiği getiren ve aynı zamanda ülkenin önde gelen Halk Bilimcileri'nden Selim Sırrı Tarcan tarafından ilgi ile izlenen "Spor ve sağlık" konulu konferansa bu bina ev sahipliği etti.

Yaz aylarının hazırlık maçları esnasında Miniklerden itibaren gençler ve büyüklerden oluşan futbol takımlarının ilk onbir ve yedek oyuncular için bu binada kadrolar yapılır, bu binada soyunulup formalar giyilir ve maça çıkılırdı.

Cami binası değişik konulardaki ihtiyaçlara zemin teşkil etmiş olması ile Halk Yaşantısının Merkezi haline gelmişti. 1947/1948 yılları esnasında şimdiki Marmara Üniversitesi bahçesinde stadın bulunduğu (17) sayılı parselin Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırılmasını takiben Anadoluhisarı İdman Yurdu kamulaştırılan parseldeki tek katlı kagir binaya taşınarak faaliyetlerini buradan sürdürmeye başladı. Boş kalan cami binası ise 1959 yılında tamamen yıktırıldı.

Yok olmuş bir kültür mirasının toplum hayatına geri kazanılması için ihtiyaç duyulan rölöve'ye esas olmak üzere yeterli bilgi malzemeleri mevcudumuzda hazır bulunmaktadır."

ALINTIDIR
Derleyen : Selçuk YILMAZER

 





Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam8
Toplam Ziyaret87192
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar33.944334.0803
Euro37.799037.9505
Hava Durumu
HABERLER
REKLAM





SALONUMUZ